Türkiye'de, Balkanlardan gelen ve orada yakınları olanların dışında, malesef Balkan Türkleri ve Balkan Türklüğü çok iyi bilinmiyor.
Oysa Balkanlarda Türk ve İslam adeta özdeşleşmiş. Hala orada yaşayan Müslümanlar "Elhamdülillah Türkem" diyor. Hala "Türklüğün 33 Farzı" diyorlar. "Yalan söylüyorsam Türk olmayayım" sözü hala kullanılıyor.
Balkanların ortasında Türklük mücadelesi veren, Türk olarak, Türk değerlerini muhafaza ederek yaşamak isteyen kardeşlerimizin samimiyeti ve heyecanı bizi hem sevindirdi, hem de üzdü. Sevindirdi, bu şekilde temiz bir biçimde Türk kültürünü yaşayan yerlerin olduğunu gördük. Üzdü, bizim onlardan yeterince haberdar olmadığımızı; oysa onların bütün ümitlerini bizlere bağladığını gördük.
Kosova'da bir okulda, andımız okunurken, Kosovalı küçük çocuklarımızın "Ne mutlu Türküm diyene!" cümlesini adeta bütün Balkanlara haykırarak söylemelerini, yine Balkanların bir çocuğu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün 10. yıl nutkunu bitirirken gırtlağı yırtılırcasına haykırışına benzettik. Heyecanlandık. O zaman Kosova Demokratik Türk Partisi Priştine il başkanının şu sözleri daha iyi anlaşıldı:
"Sizleri gördük, içimiz ısındı. Yalnız olmadığımızı, kimsesiz olmadığımızı bir kere daha anladık. Yine gelin. Sık sık gelin. Başkaları da gelsin ki birlik ve beraberliğimiz güçlensin...
Siz orada birlik - bütünlük içinde olmazsanız bizler de burada sıkıntı çekeriz. Çekiyoruz da..."
Balkan Türkler'inin bütün ümidi Türkiye. Onların kimsesi biziz. Onların yönleri hep bize dönük. Kendilerini gösteremezseler, seslerini duyuramasalar da... www.fatihkitap.com
Türkiye'de, Balkanlardan gelen ve orada yakınları olanların dışında, malesef Balkan Türkleri ve Balkan Türklüğü çok iyi bilinmiyor.
Oysa Balkanlarda Türk ve İslam adeta özdeşleşmiş. Hala orada yaşayan Müslümanlar "Elhamdülillah Türkem" diyor. Hala "Türklüğün 33 Farzı" diyorlar. "Yalan söylüyorsam Türk olmayayım" sözü hala kullanılıyor.
Balkanların ortasında Türklük mücadelesi veren, Türk olarak, Türk değerlerini muhafaza ederek yaşamak isteyen kardeşlerimizin samimiyeti ve heyecanı bizi hem sevindirdi, hem de üzdü. Sevindirdi, bu şekilde temiz bir biçimde Türk kültürünü yaşayan yerlerin olduğunu gördük. Üzdü, bizim onlardan yeterince haberdar olmadığımızı; oysa onların bütün ümitlerini bizlere bağladığını gördük.
Kosova'da bir okulda, andımız okunurken, Kosovalı küçük çocuklarımızın "Ne mutlu Türküm diyene!" cümlesini adeta bütün Balkanlara haykırarak söylemelerini, yine Balkanların bir çocuğu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün 10. yıl nutkunu bitirirken gırtlağı yırtılırcasına haykırışına benzettik. Heyecanlandık. O zaman Kosova Demokratik Türk Partisi Priştine il başkanının şu sözleri daha iyi anlaşıldı:
"Sizleri gördük, içimiz ısındı. Yalnız olmadığımızı, kimsesiz olmadığımızı bir kere daha anladık. Yine gelin. Sık sık gelin. Başkaları da gelsin ki birlik ve beraberliğimiz güçlensin...
Siz orada birlik - bütünlük içinde olmazsanız bizler de burada sıkıntı çekeriz. Çekiyoruz da..."
Balkan Türkler'inin bütün ümidi Türkiye. Onların kimsesi biziz. Onların yönleri hep bize dönük. Kendilerini gösteremezseler, seslerini duyuramasalar da... www.fatihkitap.com